Beyin İşlevleri ve Öğrenme

Her gün, çevremizdeki dünya, akıl almaz bir hızla değişiyor ve gelişiyor. İnsanoğlunun tüm insanlık tarihi boyunca ürettiği bilgi ve teknolojinin yaklaşık yüzde doksanı son yirmi beş yılda üretildi. Bu hızlı değişimle başa çıkabilmek ve birey olarak sürekli gelişmek, öğrenmeyi hayati bir öneme sahip kılıyor. Bu şartlar altında gerek öğrenci olarak gerekse okul yaşamını bitirip iş hayatına devam eden tüm bireyler için öğrenmeyi öğrenmek yaşadığımız hızlı değişime uyum sağlayabilmek adına çok büyük önem taşımaktadır. Peki öğrenme dediğimiz şey nedir. Psikoloji öğrenmeyi kalıcı ve izli davranış değişikliği olarak tanımlamaktadır. Psikolojinin bağımsız bir bilim olarak varlığını kabul ettirdiği günden bu yana da öğrenme ve öğrenme süreçleri ile ilgili çalışmalar yapılmış ve hala da yapılmaya devam etmektedir.

Öğrenme sürecinde beynimizin belirli fonksiyonlarını hatasız bir şekilde kullanmamız öğrenmenin tam olarak oluşmasına katkı sağlayacaktır. Peki bu fonksiyonlar nelerdir diye bakacak olursak, DİKKAT, HAFIZA, İLİŞKİLENDİRME, PLANLAMA-STRATEJİ ÜRETME ve İŞLEM HIZI olarak değerlendirebiliriz.

Öğrenilecek bilgi önce duyu organlarımız tarafından alınır ve beynimize iletilir. Bu iletim sonucunda biz bir karar veririz bu bilgi ihtiyaç duyulan bir bilgi mi yoksa ihtiyacımız olmayan bir bilgi mi? Eğer ihtiyaç duyduğumuz bir bilgi olduğuna karar verirsek dikkat sistemimiz hemen devreye girer ve bu bilgiye doğru yönelerek bilginin akışkanlığını beyin içerisinde sağlamaya başlar. Dikkat sistemimizin işlevini kısaca özetlemek gerekirse istenilen uyarıcıya yönelebilme, uyarıcıları ayırt edebilme, uyarıcılar arasında geçiş yapabilme ve yapılan işle odağını kaybetmeden belli bir süre uğraşabilme yetisi olarak tanımlayabiliriz. Dikkat sistemi tam olarak devreye girmediğinde, ya da yaptığımız iş için gerekli olan odaklanma becerisini farkında olmadan devre dışı bıraktığımızda haliyle hata yapılmakta ve bu durumda dikkatsizlik olarak adlandırılmaktadır.

Dikkat süzgecinden geçen bilgi kısa süreli belleğe gelir. Kısa süreli bellek beyinde iki kanaldan çalışmaktadır. Bu iki kanal Hipokampüs ve Amigdaladır. Hipokampüs daha gündelik ve bilimsel bilgi kanalı olarak görev yaparken amigdala duygusal bilgi kanalı olarak görev yapmaktadır. Bu nedenle de amigdala üzerinden işlenen bilgi daha kalıcı bir haldedir ve kolay kolay unutulmaz. Kısa süreli hafıza yedi artı eksi iki birim, yani beş birim ile dokuz birim arasında işlem yapmaktadır. Bu şu anlama gelmektedir, altı yedi yaşlardan sonra beyin ortalama yedi birimlik bilgiyi işler hale gelmektedir ancak bazı kişiler gerek genetik faktörlerle gerekse egzersizlerle bu beceriyi geliştirerek dokuz birimlik bilgi işleyebilir hale gelebilirler. Gerekli şartların sunulmadığı beyinler ise gerileyerek bilgi işleme becerilerini zayıflatırlar.

Kısa süreli bellekte geçmiş öğrenmelerle ilişkilendirilen bilgiyle neler yapılabileceği analiz edilir, yeni çıkarsamalar da bulunulur, analiz edilir ve yorumlanır en sonunda da depolanmak üzere uzun süreli belleğe gönderilir. Daha sonra ihtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere uzun süreli bellekten geri çağrılır. Buradan da anlaşılacağı üzere hafıza sistemimin görevi kaydetme, depolama ve hatırlamadır. Sınav gibi baskı ve stres oluşturan durumlarda bellek işlemleri sekteye uğrar ve hatırlama işlevi istenilen kalitede gerçekleşmez.

Planlama becerisi öğrenme sırasında neyin nasıl yapılacağına yönelik stratejiler belirlemektir. Bilginin uzun süreli belleğe kaydı esnasında beynimiz belirli kodlamalar yapar. Bu kodlamaların nasıl olacağına yönelik çeşitli şifreler oluşturulur. Oluşturulan bu şifreler aracılığıyla da benzer bilgiler benzer yöntemlerle kaydedilir. Planlama becerisi aynı zamanda problem çözme becerilerini de ifade etmektedir. Karşılaşılan yeni durumla ilgili olarak geçmiş deneyimler gözden geçirilerek analiz edilir ve yeni çıkarsamalar yapılarak problemin çözümü için stratejiler geliştirilir.

İlişkilendirme becerisi de öğrenilen eski ve yeni konular arasında bağlantılar kurmaktır. Yeni öğrenilecek bilgiyi işlerken farklı kaynaklardan gelen verileri işleme ve anlamlandırma süreçlerini etkin bir şekilde kullanmakta bu kapsamda değerlendirilir. İlişkilendirme becerisi kuvvetli olan bireyler hızlı bir şekilde imajlar oluşturabilir ve buda öğrenmenin daha kalıcı olmasını desteklemektedir.

Öğrenme sürecindeki en önemli faktörlerden birisi de işlem hızıdır. Veri önce duyu organları tarafından alınır beynimiz onu anlamlandırır ve daha sonra bir tepki verir. Bu süreyi işlem hızı olarak tanımlayabiliriz. Örneğin okuma yaparken kâğıt üzerindeki sembollerin göz tarafından alınarak beynin görme merkezine gönderilmesi, burada oluşan görüntünün kısa süreli belleğe gönderilerek burada çözümlenmesi ve en son olarak çözümlenen içeriğin uzun süreli bellekte karşılığı olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Her beyin bu işlemleri aynı hızda yapmaz. İşlem hızı daha düşük olan kişiler bilgi işleme süreçlerinde daha yavaş hareket edecektir.

Özetle öğrenme sürecinde beynimiz veriyi önce dikkat süzgecinden geçirerek işlevselliğini veya işe yararlılığını kontrol eder. İşe yarar olduğu görülen veri kısa süreli belleğe alınarak burada analiz edilir, yorumlanır ve geçmiş bilgilerle ilişkilendirilir. Analiz edilip yorumlanan, çeşitli bağlantılar kurulan bu yeni veri daha sonra depolanmak ve ihtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere uzun süreli belleğe gönderilir. Bütün bu işlemler için belli bir zaman gerekmektedir.

Bu zamanı beynimize yeterince vermediğimizde haliyle hatalar oluşur. Bu hatalara genel olarak DİKKAT HATASI deniliyor. On yıldır yaptığımız çalışmalar sonucunda dikkat hatalarının çoğunun işlem hızı kaynaklı olduğunu ifade edebiliriz. Bunun yanında yanlış strateji üretme ve ilişkilendirme hataları da olmaktadır. Bütün bu hataların tamamını “DİKKAT” hatası olarak yorumlamanın çok doğru olmadığını düşünmekteyiz.

Sonuç olarak yaptığımız egzersizlerle beynimizi bütünsel bir yaklaşımla değerlendirip, beynin her bölgesinde yeni sinaptik bağlantılar oluşturarak bu işlevlerin gelişmesini amaç ediniyoruz. Bu vesileyle DİKKAT, HAFIZA, PLANLAMA, İLİŞKİLENDİRME ve İŞLEM HIZI becerileri gelişmiş kişilerin öğrenme süreçlerinde daha verimli olduklarını, aynı zamanda sınav ve bunun gibi stresli durumlarda bilgiyi daha iyi kullandıklarını defalarca gözlemledik. Beyin işlevlerini daha aktif kullanarak, daha verimli öğrenerek gerek sınav gerekse hayat başarısını arttırıp, yaşam kalitesini yükseltmek isteyen herkesi merkezimize bekliyoruz.